Gözde Altay Mürekkebin Vurgun Tonları (kitap yorumu)


Uzun bir süre şiirlerime gömdüm onu, yaşattım kendimde. Sessizliğimde birikti adam, sessiz ama yüksek bir hıçkırık oldu, kaldı orada. Mutluydum ben ona göre, oysa günden güne beni öldüren katildi “O” benim gözümde.
Sustum,
Öldüm,
Dirildim,
Öldürdüm.
Devam ettim yoluma!
Ona rağmen devam ettim!
Gelmeyecekti hiçbir zaman,
Hep gelecekmişcesine bekletti,
Adam var olmamışcasına gitti.
Ne haldeyim, neydim, ne oldum?
Adam önemsemedi,
Bıraktım ben de,
Sevdim sessizce,
Bıraktım seve seve.
İçten samimice yazmış aşkı, sevgiyi @gozdee.altay
Aşkın her halini, rengini okumak istiyorsan biraz da şiir seviyor duygu taşıyorsan mürekkebin vurgun tonlarını okumalısın. Yazan kalemine, kelimelere aşkı veren duygu dolu yüreğine sağlık @gozdee.altay @herdemkitapyayin

Arka Kapak Yazısı


Suskundu mürekkep damlaları, bir o kadar da vurgun. Pare pare dağıtılan söz heceleri bir gün öyle bir dillendi ki gönül kafesi hüzün notalarıyla titredi. Aşk kılıfı yasaklandı, bitap düşen kömür yürek acıyla veryansın etti. Çığlıklar artık sessiz düğümlerden ibaretti. Gece saltanatına dökülen aydedenin gölgesi aile bahçesindeki yıldızların üzerine düşüverdi. Gün ışığı yerini sonsuz gecelere bırakmıştı. Gecelerin ışığına yüklenen ay perdesi, ansızın mahzen kuyuya gömülmüştü.
Ve sonra aradan zaman geçti. Günler ayları, aylar yılları kovaladı. Zaman ağlarını sevenleri ayırmak için ördükçe ördü, gönül nakkaşları işlendi dizelerce. Her damlada, her satırda mürekkebin nameleri dökülüverdi öylece. Mürekkebin oluk akan bir nehirdi. Bir gün çağladı, çığlıklarını kopardı, fırtınalarını konuşturdu. Her mısraya, her satıra gürültüyle dökülüverdi.
Mürekkebin vurgun tonları,
Bulutlu gözün hikayesiydi.
Üşütmüştü kanatlanan kalbini.
Soba gibi tüten bir aşktı onlarınki,
”Hüzünlü Masal” yaşamışlardı,
Lakin kısaydı aşk masalları,
Bulutlu göz dökerdi sözlü yaşlarını,
Mürekkep vurgulardı tonlarını.

Gözde Altay