
Hayattan Tat Al
Her gece uyku zamanı geldiğinde şöyle bir evime bakar içimden; ‘’of ev nasıl da dağılmış herkes uyurken ben bunları toplayacağım bu nasıl adalet diye geçiriveririm.’’ Bir gece yine o şekilde evi topladıktan sonra çocuklarımın yatağını açmaya başladım. Açarken küçük kızımın yatağının başında olan resim dikkatimi çekti. Resminde insana benzemeyen şekillerle bizleri yani ailesini çizmiş. Rengârenk boyamış, hayal dünyasında oluşturduğu mutlu tabloyu kendince kâğıtlara dökmüş. O an içime sıcacık bir hava doğdu. Bunu anlatmanın imkânı yok. Sonra çalışma masasının üzerindeki eski albümleri karıştırırken bir sürü resim gördüm. İçinde tebessüm olan bir sürü resim ve bu gece evi toplarken kendi kendime daha farklı bir şey dedim. ‘’ Ne şanslıyım en azından temizleyecek bir evim var. Evimi dağıtan sağlıklı çocuklarım var. Bu evde yemek yenilecek kadar malzeme var, var ki mutfakta kirli yemek bulaşığı var. Daha hevesle evi toplamaya devam ettim. O sırada bir müzik açtım. Kimse duymasın diye de kulaklığı kulağıma taktım. Sesini de epeyce yükselttim. Kendimi bir anda farklı bir dünyanın içerisinde buldum. Ev işi yapıyordum ama sanki müzik ile birlikte dans ediyordum. Katladığım her örtü sanki dansıma eşlik eden bir eli canlandırıyordu.
Hep şikâyet ettiğim ev işinden hiç bu kadar zevk almamıştım. Yine anladım ki iş insanın kafasında bitiyor. Nasıl bakarsan öyle görürüsün. Şükürle bakarsan şükredecek çok şey görürsün. Yetersizlik ile bakarsan kendini sürekli şikâyet eder bulursun. Sabırla bakarsan ‘’sabrın sonu selamettir’’ sözünün manasına varır. Kalbini masivadan uzak tutarsın. Güzel bakıp güzel hissedersin. Bir sonraki akşam evi, ev halkın dağıtmasa da sırf eğlence olsun diye kendin dağıtırsın. Çocuklarının gözlerinde gördüğün mutluluk için sen yorgunluğunu hiçe sayarsın. Bir müddet böyle davrandıktan sonra bir bakarsın ki çok sevecen neşeli etrafına neşe saçan bir insan olmuşsun. Böylelikle sevenlerin artmış. Dünya sana güzel, yaşamak ise daha özel olmuş. Sen, sen olmuşsundur. ‘’Ne mutlu bana’’ diye şükreden bir insan olmuşsundur. Bir yazı okumuştum internette çok hoşuma gitmişti.
‘’ Eğer ki evinde kaynayan bir tencere varsa dünyanın yarısından zenginsin.
Eğer ki yemek masanda birden fazla çatal kaşık varsa dünyanın yüzde 75’inden zenginsin.
Eğer ki evinde hasta bakıma muhtaç bir evladın yoksa sen tüm dünyadan zenginsin’’
Ne demiş Kanuni Sultan Süleyman ‘’Olmaya devlet cihanda bir sırrı nefes sıhhat gibi’’
Hissedin içinize çekin. Hayatınızın altındaki derin manayı bulup ona göre yaşayın. Hayattaki her sonuç muhakkak ki bir sebebe bağlıdır ve olumsuz sebepleri hayatınızdan çıkartarak hayattan tat alın…
Okurken okadar huzur buluyorum ki.Yazinin uzunluğunu farkedemiyorum bile bir anda bakıyorum hikayenin sonundayim. Başarın daim olsun,yeni ve guzel yazılarını bekliyorum
Teşekkür ederim. Okuyan yüreğinize sağlık☺️